Bir mesele yada bir sorun karşısında oturup düşünür müsünüz genelde? Çözülmesi gereken bu meseleyi ölçer,biçer,tartar ,böler ,çıkarır ve sonunda bir ‘’A’’ planı yaparsınız.Mantıklı bir plandır bu,uygulanması gereken tam da budur… Oysa eylem anında aslında hiç de oturup düşünmediğiniz ,hatta aklınızın ucundan geçmeyen bir ‘’ B ‘’ planı peyda oluverir nereden geldiğini anlamadığınız ve bu ‘’B’’ planını uygularken buluverirsiniz kendinizi.Aslında en güzel çözümün ‘’B’’ planı olduğu anlaşılır zaman içinde.Kimdir bu aniden sizi ele geçiren ve dediğini yaptıran güç? Kim bu bilge?

Antik bir yunan tapınağının giriş kapısında şu cümle yazmaktadır: ’’Kendini Tanı ‘’. Kendini tanımanın , bilmenin tanrısal bir tavsiyesidir bu yüzyıllardır insanlara. Her şeyi bilen , gören bir göz , bilgelik , evrensel bir güç , verileri depolayan sessiz bir ajan program yada yazarın dediği gibi ‘’BİLİNÇALTI’’. Bu heyecan verici kelimenin yolculuğuna çıkıyoruz ve sonunda kendimize kavuşuyoruz, ’’gerçek ben’imize’’. Kendi ‘’Ben’inin’’ farkında olan insan ; evrenin, doğanın bir parçası ,uyumun bir eşlikçisi ,senfoninin bir notası oluveriyor.

Joseph Murphy , Bilinçaltının Gücü’nde , sahip olduğumuz bu eşsiz yeteneğimize karşı görevlerimizi hatırlatıyor, asla bir kişisel gelişim uzmanı rolüne bürünmeden.Net cümlelerle bize ışık tutuyor.Bilinçaltımızı doğru besleyebilmek için yapmamız gerekenleri dostane bir sohbetle bize iletiyor.